24 Şubat 2014 Pazartesi

SİNİ KEBABI



SİNİ KEBABI


 yine LÖPLÖPÇÜLERDEN araklama anlata anlata bitirememiş evde de rahatça hazırlanabilecek bir tarif gibi geldi ve sıraya girdi.

 Ana yemeklere sini kebabı ile başladık. Hatay’daki tepsi kebabı burada sini kebabı olarak geçiyor. Aluminyum tepsinin zeminine acısız kıyma döşenmiş, üzerine de dilimlenmiş domates, biber ve soğan koyup fırına atmışlar. Ama belliği odun fırını buram boram kokuyor. Harlı ateşte sadece 6-7 dakika pişirildiği için kıyma sulu sulu kalmış. Domatesler ve soğanlar iyice pişmiş. 


Bu kebabı ince bir lavaş ile dürüm yapmak işin doğrusu tabii, ama kebabın esas lezzetini alabilmek için etten ağzıma bir parça ekmeksiz attım. Amanin dostlar, bu da nedir? Ustam tecrübesini konuşturmuş, döktürmüşte döktürmüş. Bölye bir güzellik olamaz.



şu sini kebabından bir tane daha söyledik. Hatta bu sefer dayanamayıp şu sini kebabı nasıl yapılıyor diye lokantanın mutfağına daldım.


Garson mutfakta sadece ızgara olduğunu, fırının ise iki kat yukarıda olduğunu söyleyince, hemen yukarı çıktım. Amcamın biri odun fırının karşısında tek başına fırın yemeklerini ve ekmekleri pişiriyor. Ben yukarı çıkarken bizim kebabı hazırlıyordu.



Son derece basit! Zemine kıyma üzerine biber, domates ve soğan konuyor, sonra yallah fırına. 
 

Bizim kebap içeride pişerken ustam boş durmuyor, devamlı pide pişirip sıcak sıcak aşağı gönderiyor.



2-3 dakika sonra bizim tepsiyi çıkartıp, kebabın diğer tarafının da pişmesi için 180 derece çevirerek tekrar içeri attı. 2 dakika sonra kebabımız hazır. İşte de karşınızda Sini Kebabı.



Hemen aşağıya inip garsona sıcak pide getirmesini söyledim. Sini kebabı ile birlikte sıcak pidelerin de gelmesi bir oldu. Lokal adaptasyon hesaaabı çatal bıçak kullanmadan pidelerle etten bir parça alıp dürümümüzü yaptık.

ANTAKYA TEPSİ KEBABI
Herhalde Antakya’yı en iyi anlatan yemeklerden biri tepsi kebabı ya da Arapça adıyla lahmisinidir. Aslında yapılması zor bir kebap değil evde de yapılabilir ama Antakya dışında bu kadar lezzetlisini yapmak kolay değil. İçine giren sebzelerin ve etin doğallığı, kebabın taşfırında pişmesi ve yanında gelen fırından yeni çıkmış tırnaklı pide bu yemeği bir lezzet şölenine çeviriyor. Antakya’da her kasap bu kebabı yapıyor. Biz Antakya Samandağ yolu üzerinde rastgele bir kasaba girip bu kebabı denedik. Girdiğimiz dükkanın bir tarafı kasaptı diğer tarafı ise fırın. Tepsi kebabını kilo ile sipariş veriyorsunuz, biz yarım kilo sipariş ettik.
Öncelikle kasap biber, domates, soğan, sarımsak ve maydanozu temizliyor ve zırh ile ince olarak kıyıyor.
Etimiz dananın sırt kısmından. Aslında kasabımızın bu eti de zırhtan geçirip kıyma haline getirmesi gerekiyor ama bizimkisi makinada çekti ve kıyılmış sebzelere ekledi.
Son olarak karabiber atılıyor ve kıyma sebze karışımı ince bir şekilde tepsiye yayılıyor.
Son olarak domates, biber, soğan parçaları kıymanın üstüne konuyor ve tepsi kebabımız fırına girmeye hazır.
Fırında 15-20 dakika piştikten sonra tepsi kebabı üstüne fırından yeni çıkmış tırnaklı pide ile servis ediliyor. Usül çatal bıçak kullanmadan kebabı pide ile yemek.
Beni en çok şaşırtan şey kebabın hafifliği oluyor. Dana eti olduğu, içine ekstradan yağ katılmadığı ve içindeki sebzelerden dolayı 40 derece sıcakta yenen bir tepsi kebap insanda ağırlık yapmıyor.
Yarım kilo kıymadan yapılan tepsi kebabı, 2 ayran, pideler, pişirme ve hazırlama için ödediğimiz toplam ücret 20TL.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder